Sezen Aksu: Ayrılığımız sence iyimi oldu? başka bedenler sence tesellimi? hiç düşmedimmi aklına senin benimkine düştüğün gibi, hiç özlemedinmi benim seni özlediğim gibi...
Sezen Aksu: Gözlerinin karanlığımı bu içimi karartan ürperti, yoksa gidişinin acısımı üstüme çöken bu karanlık, soğuk ve acı dolu sensizliğin hüznü doluyor, gitme, acele etme, bekle, bekle Firuze...
Sezen Aksu: Güneş batmadan yıldızlar görünmez elbet, gelecek günler ne alır ne verir bilemem, bildiğim Şarkılar biten aşkların cenaze törenleridir. Bir Şarkı söyle göm gitsin, göm gitsin yalanları göm gitsin yalnızlığı, göm gitsin acıları. Sonrada otur yüreğin yeşerene kadar ağla bırak bırak başka bir yerde büyüsün o bebek belki böylesi daha iyi...
Sezen Aksu: Başka türlü bir şey benim istediğim ne ağaca benzer, ne de buluta burası gibi değil gideceğim memleket denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.. Bir başka yolculuk dalından düşmek yere yaşadığından uzun. Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda ve bir yeni ömür v...ardığın çimen yeşilliğince. Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim, rengi başka tadı başka...
Sezen Aksu Ben seni görmeden sevdim ahlakına hayran ruhuna sevdalıyım. aradaki mesafelerin ne önemi varki? kalpten kalbe köprü kurulmuş bir kere. aşkı iki öpücükten ibaret sayanlara inat ben seni görmeden sevdim. hani aynı evin içinde olupta aralarına kalın duvarlar örenler hatta yanyana olupta aralarına kilometreler yerleştirenler varya duysunlar sevdamı utansınlar ben seni görmeden sevdim ask nedir? aşk gözle görülmezki kalple hissedilir bence ask ondan cok uzaklarda onunla olabilmektir paylaşmaktır acıyı tatlıyı ben seni görmeden sevdim...
Sezen Aksu Ne zaman sevdimse ben, rutubete duran kalbimin duvarlarında sızıntı, beynimi kemiren efkarımda kesif bir kıyamet provası… Haniyse kar yağmayacak dağlarıma, yarılacak ortadan...
Sezen Aksu Sıtma tuttu ruhumu. Hayalinin ateşi çıktı ve titredi işaret sıfatları. ‘O kız’ dedi öteden biri. Mef’uller hep bir ağızdan haykırdı beriden: ‘ona..ona..ona…’ Fiili yola koştum telaşla. Yoruldu ve sustu...
Sezen Aksu Ben ne zaman sevdimse, kuzeyden vurdu sözlerimi ayaz. Tutuldum cümlelerimden. Kalemimde inceden bir ağrı. Kağıtlar takatsiz, zarfların ağzı yumuk. İsminin yerine koyduğum zamirler, müsteara bile dönüşememişken yenildim mecaza. Ay dedimse sen, ceylan dedimse gözlerinin karası. Deniz dediysem ayrılığın tam ortası. Yetmezmiş gibi üstüme geldi hatasız teşbihler. ‘Sen gibi’ oldu her şey. Nefes almak gibi oldu seni düşünmek...
Haluk Levent Köşekapmaca oynuyor duygularım yine bu gece. Seviyorum-sevmiyorum,istiyorum-kaçıyorum Bir savaş sürüp gidiyor tutkusuz duygularımda Sonuçsuz çırpınışlar perdeleniyor, Ömrümün her anında. Ne baharın çiçeğini istiyorum ne kışın saflığını. Ne benim olmanı istiyorum ne de benden uzak kalmanı Bir isteksiz çekişmedir, Anlamsız bir zafer İmkansız,sırrına ermek bu tuhaflıkların, Sonu olmayan bir bekleyiş, İdam kararı alınmış bir mahkumun salıverilişi gibi Geçmişini unutan birinin anıları gibi, Bir yıkılış, Bir çöküş, Bir farkında olmayış bu Bir ölünün ağlayışı, Bir dirinin toprağa girişi, Bir anlam yitişi,yaşamın sonsuz oluşunda Ve bir yokoluş,her canın doğumunda Zamana inat,duygudan kaçış,kalbe yakarış, Kışın bahara gülümsemesi, Baharın kışa yüz çevirişi Tezatlar med-ceziri bu, Ölüp te yaşayış...
Haluk Levent Kaç kez "SEN" deyip sonunu getiremediğim cümleler kurdum. Hiçbir cümleye sığmayacak kadar uzun ve hiçbir kelimenin ifade edemeyeceği kadar derinsin. Hiçbir sözcük içermiyor sende ki anlamı.. Ya da ne bileyim; tek kelimelik binlerce anlam yüklüsün... İçimde ki bunca lisana rağmen dile getiremiyorum SEN'i... Ama şunu biliyorum ki, bana dair ne varsa, hepsi SEN'sin...
Kıraç Başka türlü bir şey benim istediğim ne ağaca benzer, ne de buluta burası gibi değil gideceğim memleket denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.. Bir başka yolculuk dalından düşmek yere yaşadığından uzun. Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince. Nerde gördüklerim, nerde o beklediğim, rengi başka tadı başka...
Kıraç - Funda Arar: Birlikte yaşayabileceğin biriyle değil, onsuz yaşayamayacağın biriyle ol. Geldiği zaman boşluk dolduran değil gittiğinde yeri doldurulmayan biriyle ol...
Kıraç: Yerin seni çektiği kadar ağırsın, Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın, Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin, Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün...
Kıraç: Sevgi denen boşluğun loş ışıklarında kaybolmuş bir kalp..biçare kalmış yalvarır rabbine. rabbim kurtar beni bu illetten, teslim etme bir diğerine...
Kıraç: Tînet-i Âdemde konmasa eğer sevdâ-yı aşk Cenneti bir dâneye satmazdı ol dânâ-yı aşk Kenz-i mahfîden zuhûra geldi eşyâ lâ-cerem Bâd-ı hubbiyle temevvüc etdi çün deryâ-yı aşk ... Tümü Tâlib-i dîdâr olup ayılmaya tâ haşredek Kim ki nûş ede ezel bezminde ger sahbâ-yı aşk Aşk ü müşg olmaz nihân ânı bilir halk-ı cihân Âşık-ı bî-çâreye mümkün müdür ihfâ-yı aşk Bülbülün hâlin bilenler gûş ederler nâlesin Bir gül-i bî-hâr içündür bunca hûy u hây-ı aşk Aşk-ı Şîrîn oldu feryâdına Ferhâd'ın sebep Ey nice dânâyı Mecnûn eyledi Leylâ-yı aşk Ey Hüdâyî hâlet-i aşkı ne bilsin her meges Kulle-i Kâf-ı hakîkat mürgüdür ankâ-yı aşk
Kıraç: Bir Görebilsem Yüzünü Beklenmedik Bir şehirde, Ne Yaprak Düşer Sonbaharda,ne Yağmur...ne Acı Kalır Yüreklerde,ne Gözyaşı...bir Değse Gözlerin Gözlerime Ne Hüzün Kalır Gecemde,ne Matem...ne Asiliği Kalır Yüreğimin,ne Hırçınlığı...ne çok özledim Seni Bir Bilsen...
Funda Arar: Senden çok uzakta değilim, bakman değil görmen lazım. ben haykırsam da yüreğime, söz dinlemiyor bilmen lazım. uzaktan sevmeyi öğrendim. kavuşmak için sabretmeyi de, yokluğunu asla öğrenemem, bende kalman lazım ...
Funda Arar: Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.Ve aşk öyledirki nerde imkansız varsa onu seçer...
Funda Arar: Ne seni unutturacak kadar zaman geçecek ne de geçen zaman seni unutturmaya yetecek bırakıp gitsende unuturum sanma zaman alışmayı öğretir unutmayı asla...
Kazım Koyuncu: Yardim etmekmi istiyorsun ?O zaman dinle;Yasama sevinci getir bana çokca olsun , Çabuk tükenmeyenlerinden ihtiyacim var . Bu ara unutmak üzereyim mutluluğu , Unuttum sicak bir çayin tadini , esen rüzgarin serinligini , Haydi durma öyle hatiralarimi canlandir , iyi olanlari!
Kazım Koyuncu: Karanlıklarımı avuçlarımda sakladıgımda çokta cesur degilim aslında,bazen suskunluklarım bazen umutsuzluklarım,bazende canımı yakan imkansızlıklarım var ve hiç yoruldugumu söylemiyorum sen derken hep yeniden doğuyorum,pes etmek bana göre değil ama gözlerim uzaklarda.derinlere dalmaktan korkuyorum bu aralar sensiz hayat... ben daha sen derken ağlamaya başlıyorum.hayat kalsın içinde sen yoksan istemiyorum...
Kazım Koyuncu: Gitmek istemezken gitmek zorunda bırakılmak..Kalabilmek için çabalarken gideyim diye yapılanlar..Niye kaldığımı bilmezken bile kalmak için çabalamam sana belli etmesem bile kalmayı öyle çok istiyorum hep yanında olmayı...Artık yeter demem gerekirke niye sabır diye yutkunmam bukadar karanlıkta bir ışık aramam niye???
Kazım Koyuncu: 1972 Artvin/Hopa doğumlu Koyuncu, yirmi yaşında Dinmeyen adlı müzik grubu'na katılmıştır, 1993 yılında Mehmet Ali Barış Beşli ile Lazca müzik yapmak için Şuku adlı grubu kurmuşlardır. Mehmet Ali Barış ve Kazım Koyuncu bir yıl sonra İlhan Karahan ve Metin Kalaç'ı da grublarına dahil ederek grubun adını Zuğaşi Berepe (Denizin Çocukları) dönüştürmüşlerdir ve 1995 yılında ilk albümleri Va Mişkunan (Bilmiyoruz) yaparak Lazca rockın ilk örneğini vermişlerdir. Amaçları Lazca Rock Yaparak Lazcayı yaşatmaktı...
Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç bir tohumla başlar, en uzun yolculuklar bir adımla başlar, en güzel sevgiler bir tebessümle başlar... Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç bir tohumla başlar, en uzun yolculuklar bir adımla başlar, en güzel sevgiler bir tebessümle başlar...
Kazım Koyuncu: Bir umuttu yanlızlık birşeyleri paylaşamamaktı belki,gözler dalıp giderken, yaralı bir serçeye ağlayan bir buluttu belkide,belki belkilerle dolu bir hayattı bu....
Cengiz Kurtoğlu : Sen, sokakları tutkulu kılan kimsesiz, soğuk ve yağmurlu bir havada iliklerime kadar ıslanmak pahasınada olsa yağmur altında yorulmadan arayacağım tek insansın...
Cengiz Kurtoğlu: Sen benim incimdin. parıldayan masum güzelliğinle seni sarp kayalıklardan tırnaklarımla kazıdığım bir istiridyede bulmuştum. ve bir daha kaybetmiyeyim diye kalbimin derinliklerine gömdüm.
Gökhan Tepe : Vadesiz akşamlarda seninle elele tutuşup ayın ışıltısına yürümek isterim, yağmur kokulu bir hasret çekiyorum gökyüzüne bakarak, bakınız son sevda durağında bekleyen bir mutluluk meleğine ve yıpranmamış bir dalın son gülüne, seninle gitmek isterim sonsuzluk nehrine gülüm tek seninle...
Gökhan Tepe: Bir şiir yaz bana içinde alabildiğince mutluluk olsun ayın gölgesinde unutulan sevgi tohumlarıyla yeşere dursun veya bir şarkı söyle özlemimdeki sevgiliyi anlatsın yağan yağmurlarla ıslanan bedenimi parlayan gözleriyle kurulasın.
Bir güzellik yap kendine...Sadece sahip olduklarını düşün..! Olamadıkların üzülsün senin olamadıklarına...Keşkeleri hiç düşünme..! Mutlu ol SEÇİMLERİNLE!...Bırak "KEŞKELER" üzülsün senin seçimlerine...Her yeni günün "senin günün" ilan et !.. Bırak "DÜNLER" üzülsün seçilmediğine ...Kalbinde daha da büyüt, sevgisini "sevdiklerinin"..! Bırak "sevmediklerin" üzülsün kalbinde yerleri yok diye...
Sevmek yitik mısraların ana öğesi hayalin ve hayalkırıklığnın en önemli sebebi işte hayatinın büyük bir bölümünü kaplayan bu kelimeyi SEVİYORUM kimi zaman üzse de kimi zaman kırsa da dönüp arkama baktığımda...
Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç bir tohumla başlar, en uzun yolculuklar bir adımla başlar, en güzel sevgiler bir tebessümle başlar... Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç bir tohumla başlar, en uzun yolculuklar bir adımla başlar, en güzel sevgiler bir tebessümle başlar...
Ne cabuk tükendi oldugun günler yine mi hasretle yasayacagiz dün gelmis gibisin doymadim sana ne olur sevgilim bir gün daha kal GITME Ne olursun gidersen geriye dönmeyeceksin bir daha yüzümü görmeyeceksin askinla ölsemde bilmeyeceksin ne olur sevgilim bir daha kal...
Zamanla tanırsın insanları Yiter hayallerin birer birer Gerçeği görüp NEFRETİ tadarsın zamanla Günler geçer saymazsın Sonu yokmuş gibi yaşarsın Geceler mezar olur dalarsın uykuya.. Çocukken kurduğun hayaller Tükenir gider birer birer Ne bir umut kalır nede keyif zamanla Eskiyen bi saat gibi Aynı yönde dönüp duran Yirmidört saatte bir vuran aynı noktaya..
Zaman ve mekan ne olursa olsun yaydan çıkan ok gibi olalım.Oklarımız yamuk gitmesin.Güzel Allhım kötü insanlardan ,kötü akrabalardan,kötü dostalardan korusun.